27 Ekim 2010 Çarşamba

Kulak Altı-Kulak Üstü...

Baş örtüsünün kulağının altından mı yoksa üstünden mi bağlanacağı ya da kaç saç telinin görüneceği hususu hararetle tartışılırken Kahramanmaraş'ta lise öğrencisi bir genç ses dalgalarını elektrik enerjisine çeviren bir cihaz icat etti,kulağı model alarak icat ettiği cihaz acaba kaç siyasetçinin umrunda ? kaç siyasetçi bu haberi okudu ? Kaç yönetivi çocuğu tebrik etti ? Kaçı desteklerim dedi ?....Demek istediğim insanların kafasının içiyle ilgilenen kaç siyasetçi var Türkiye'de ? Kaç yönetici var ? Bu tür çocuklara başarılarından ötürü kalem-defter hediye edilmekte ve bir kenara itilmektedirler.Aradan uzun yıllar geçer ve gazeteler manşet atar TÜRK BİLİM ADAMINDAN MUHTEŞEM İCAT...bilim adamı dediği aynı çocuktur ve yıllar önce Türkiye'de defter-kalem verilerek kenara itilmiştir ama ABD den bir kaç kişi gelip çocuğu maddi-manevi destekleyip onu bu konuma getirmiştir sonra gazeteler TÜRK BİLİM ADAMINDAN MUHTEŞEM İCAT diye başlık atmıştır...yıllardır bu kısır döngü devam etmiştir ve ne zamana kadar devam edeceği bilinmemektedir.Bu memlekette insanların kafasının içine girilmediği müddetçe,kafalarının dışıyla ilgilenildiği müddetçe bu memleket arpa boyu yol almaz.


Yıllarca Türk üniversiteleri dünyadaki ilk 500 üniversite arasına giremedi,bunun temel nedeni sistemdeki örümcek kafalı binlerce adam.Akademisyen olmak için önce yüksek lisans yapmak lazım,şartları ne peki ? Şartları şöyle:Ales % 50, ÜDS % 10 Mülakat % 40 ya da 30 ...genel taslak bu hangi üniversiteye giderseniz gidin mülakat şartı var ya da referans mektubu isteniyor.Evet uygulamalar teorikte mükemmel fakat bunu demeden geçmemek lazım BURASI TÜRKİYE diyip açıklayalım.Ales ve ÜDS bireyin dil ve zihinsel becerilerini ölçer bu sınavlarda belli bir başarı elde eden öğrenciler mülakata çağrılır.Mülakatta öğrenciden referans istenir ve öğrencinin ideolojisi irdelenir...bunların diğer adı şu:Bu öğrenci KİMİN YEĞENİ ve HANGİ DÜNYA GÖRÜŞÜNE SAHİP...Teorikte mülakat çok güzel bir sistem çünkü öğrenciyi birebir tanıma-sınama şansına sahipsiniz,öğrencinin başvurduğu bilim dalı için gereken şartları taşıyor mu ? bilimsel düşünme ve problem çözme becerilerine sahip mi ? araştırmacı bir kişiliği var mı ? literatüre bir şeyler kazandırabilir mi ? gibi sorulara daha net cevaplar bulunabilmektedir ama Türkiye'de bu soruların cevapları aranmıyor

Yukarıda saydığım nedenlerden dolayı BEYİN GÖÇÜ yaşanıyor,yukarıda saydığım nedenlerden dolayı ÜNİVERSİTELERİMİZ DÜNYADA İLK 500 ÜNİVERSİTE ARASINA GİREMİYORDU.Hala durum değişmiş değil sadece İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ dünyada ilk 500 üniversite arasına girebildi.Bu memlekette birileri insanların saçı-sakalı-başörtüsüyle uğraşmayı bırakıp öğrencinin kafasının içine girmelidir ivedilikle yapılmalıdır bu yoksa bu memleketi teslim edebileceğimiz kimseyi bulamayacağız.Çünkü biz gençlerimizi,geleceğimizi özgür bırakamıyoruz,onların yerine düşünüyoruz onları için en iyisini biz yaparız diyoruz,onları düşündürmüyoruz,onlara destek vermiyoruz,onları eğitmiyoruz onlara ÖĞRETİYORUZ E-L-A-T haflerini öğretiyoruz sadece,onlara eğitim vermiyoruz ...yazık sadece yazık...



Mehmet DEMİR

27.10.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder